Doğunun sınır taşı ERZURUM'un DADAŞ'ı
|
| BİR
ÖNCEKİ SAYFA
Teyo Pehlivan kahvehanede oturmuş böbürlenerek anlatmaktadır. Arkada Hasankale'nin eski güreşçilerinden Zafer Pehlivan vardır.Teyo, Zafer Pehlivan'dan çekinmektedir. Ne var ki Deli Zafer'i farketmeden konuşmaktadır. -Ola gardaş birgün dağda gezirem, tamda böyük bir kayanın dibinden dönirem. GArşıma bir ayı çıkmasın! Ayı benim gibi üç var, ama heç istifimi bozmadım. Ola Teyo dedim gendi gendime bir ayıdan mı gorkasağsan. Başladık ayiyinan güreşmiye.... O beni alir yere vurir, sonra ben oni yerden yere vuriram, ne ayi pes edir, ne de ben pes diyirem. Aradan iki gün geçti, hele daha birbirimizin sırtini yere değdirmiş deyiliğ. Herkez işin sonunu merakla beklerken Zafer Pehlivan sert bir şekilde çıkışır. -Ola Teyo, sonra ne oldu? Zaferi gören Teyo lafı dolaştırır, ne dediğini, nerde kaldığını unutur ve noktayı koyar: -Ne olacak Ayı beni yedi! *** SARIKAMIŞ'TAKİ DENİZ Teyo anlatıyor: Birgün gahvede oturiram, telefon çaldi. "Pehlivan seni istirler diye seslendiler. Galktım baktım. Ariyan bizim Kars Valisi: -"Pehlivan Sarigamış'ta denize bir cip düştü! Biz uğraştık ama çıkardamadık. Buradakiler dediler ki, bu cipi denizden çıkartsa çıkartsa Hasangalali Teyo Pehlivan çıkardır. Allahını seversen gel bize yardım et" diye yalvardı. Bunun üzerine galktım bindim ata. Gettim Sarigamış'a. Atladım denize, sıya bir dumdum, cip suyun dibinde. Bir goluma cipi takdım, öteki golumunanda gulaç atmaya başladım ve cipi sudan çıkardım. Ama gardaş cip bene çok ağır geldi. Tikkatli baktım ne görim. Meğerse cipe bir de vapur takılmış. Bende gendi gendime ola bir cip bu gadar ağır olmaz diyirdim. *** TEMMUZ'DA BUZ Hasankale'de her yıl Temmuz ayında Karakucak güreşleri yapılır. Teyo'ya güreşçilerden biri yaklaşarak: -Pehlivan senin güreşeceğin adamla ben de güreşeceğim. Onu biraz yor, der. Teyo: -Sen merak etme der ve Teyo rakibi ile güreşe başlar ama güreş başlar başlamaz Teyo'nun rakibi Teyo'yu kaldırdığı gibi yere vurur. Biraz önce Teyo'yu uyaran güreşçi Teyo'ya: -Hani ben sana onu yor demiştim. Dediğinde, Teyo; -Ne edim oğlum, ayağım buza geldi gaydım, düştüm der. *** BEŞİKTAŞLI FEYYAZ Teyo Pehlivan Fenerli Rıdvan'dan epeyce bahsettikten sonra Beşiktaşlı Feyyaz'ı sorarlar: Pehlivan: -"Oda bizim Küçük Tuy Köyündedir" der. *** HOSTESLERİ DÜŞÜNMÜŞ Hasankale'de çay bahçesinde koyu bir sohbet var. Teyo Pehlivan da masada. O sırada bir iş için uçakla Ankara'ya gidecek olan bir Teyo Pehlivan'a takılarak: -"Pehlivan gel seni de uçakla götüreyim." Teyo alaycı bir ifadeyle cevap verir. -"Oğlum, sen daha anan garnındayken ben uçağınan gezirdim.. Bak bir keresinde gene uçağa binmişem ele elimi de camdan çıkartmışam, bir baktım bir gartal, hemen elimi uzattım, yakaladım aldım gartali içeri. Ola bi baktım, hostesler nasıl cıvılir, nasıl cıvılir. Neyse bende gorkutmiyim zavallı gızları dedim ve bıraktım gartali, uçtu." *** SENİ DEĞİL SARIŞIN OLANI Teyo Pehlivan Sağlık Ocağı'na sık sık uğrar. Kahvehaneye geldiğinde de hemşire muhabbeti yapar. Sonunda kahvehanede konuşılanlar hemşirelerin kulağına gider. Tabi Yeyo'nun bundan haberi yoktur. Tekrar Sağlık Ocağına gitmiştir. Fakat hemşireler sinirlidir. Hemşireler bunu bir odaya alırlar ve ellerine neşteri alarak Teyo Pehliva'ı tehdit etmeye başlarlar. Teyo bu altta kalı mı? -İnanın sizi anlatmadım, sarışın olanı anlattım. (Sarışın hemşire o gün sağlık ocağında bulunmamaktadır.) der. *** PEKİ KİM GÖTÜRDİ? Seferberlik zamanı 1000 koyunum var. Koyunlar Kargapazarı'nda otlir. Bir sabah kalktım heç biri yok. -Ula bir araştırdım koyunları pkk götürmüş. Dinleyenlerden bir sorar: -Pehlivan seferberlik zamani pkk ne arirdi? Teyo cevabı yapıştırır; -Peki ula o zaman bizim koyunları kim götürmüş. |
|
|