Hepiniz bir sürünün çobanı gibisiniz. İdare ettiğiniz kimselerden mes'ulsünüz. .                                                                                                                       Hadis-i Şerif

Bir zaman gelir ki, İslamiyete yapışmak, elinde ateş tutmaktan daha güç olur.
                                                                                                                        Hadis-i Şerif

Akıllı kimse, nefsine uymaz, ibadet eder, ahmak ise nefsine uyar, sonra da Allah'dan rahmet bekler.
                                                                                                                  Hadis-i Şerif

Üç şey münafığın alametidir.
Yalan söyler, sözünde durmaz, emanete hıyanet eder.
                                                                                  Hadis-i Şerif

Sükut alimin süsü, cahilin örtüsüdür.
                                                        Hadis-i Şerif

Veren el, alan elden üstündür.
                                              Hadis-i Şerif

İnsanı Felakete sürükleyen şeyler üçtür:
Cimrilik, nefse uymak, kendini beğenmek.
                                                                 Hadis-i Şerif

Güzel Sözler, petekten damla damla sızan bala benzer. Bunlar insanın ruhuna tad verir.
                                                                                                           Süleyman Aleyhisselam

Şikayetçi olup ağladığım nice günler oldu. Zaman geldi ki, ağladığım günlere ağladım.

Akrabalar arasındaki düşmanlık, ormana düşen ateşten farksızdır.

Akıl gibi mal, iyi huy gibi dost, edep gibi miras ve ilim gibi şeref olmaz.
                                                                                                               Hz. Ali (R.A.)

Lüzumsuz şeylerin peşinde koşan, lüzumlu şeyleri kaçırır.
                                                                                           Hz. Ali (R.A.)

Hakiki dost, sıkıntı zamanında imdada yetişendir.
                                                                             Hz. Ali (R.A)

En zor üç şey:
Sır saklamak, acıları unutmak, boş zamanları değerlendirmek.
                                                                                                  Şa di Şirazi

Kibrin başlıca yedi sebebi vardır: İlim, ibadet, soy, güzellik, kuvvet, mal, mevki. Bunlar, cahillerde bulunursa kibre sebep olur. 

Güzel ahlâk, başkalarına eziyet etmemek ve güçlüklere katlanmaktır. 

İnsanların en aşağısı, din kisvesi altında, dünya menfaati sağlayandır. 
                                                                                  Abdullah bin Mübarek (rahmetullahi aleyh)

Ölüm felaket değildir. Asıl felaket, öldükten sonra başa gelecekleri bilmemektir.
                                                                                    İmam-ı Rabbani (rahmetullahi aleyh)

Başkalarını her zaman af edin ama kendinizi asla!
                                                                            Mevlana C.Rumi

İğne ile dağı devirmek, kalbden kibri söküp atmaktan kolaydır.
                                                                                                Ebu Haşim Sofi

Üç şey kalbi öldürür:
Çok konuşmak, çok uyumak, çok yemek.
                                                                Fuad bin İyad

Dört şey vardır ki, onların azı da çoktur:
Ateş, düşmanlık, fakirlik, hastalık.
                                                               İmam-ı Cafer-i Sadık

 Hıristiyanlar alim olunca Hıristiyanlıktan alakaları kesilir. Müslümanlar da cahil olunca İslamiyetle alakaları kesilir. 

Aç herkese açabildiğin kadar sineni; ummanlar gibi olsun! Inançla geril ve insana sevgi duy; kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahsun gönül..! (*)

Işığı kendinden olanların ziyaları, zulmetlerle söndürülemediği gibi, bir başka ziya ile de mağlup edilemez. Böyle bir ışık kaynağı, ömr-i tabiisi içinde her şeye rağmen par par yanar ve aydılatır.

Ölüm ahiretin kapısıdır ama; onun saadete veya şekavete açılması, o kapının önüne kadar devam edegelen hayat tarzının keyfiyetine bağlıdır.

Dünya muhabbeti, makam sevgisi, takdir beklentisi, yeme-içme sevdası ve rahat arzusu hizmet eri için ölümden daha tehlikeli hastalıklardır.

Başlangıçtaki gürültü ve çalım değil, neticedeki salkım önemlidir.

Bahçeyi ayrık otlarının işgaline terkedip, sonra da “Felek Felek” deyip şikayette bulunana bilmemki ne demeli...

Yalnız parasızlık değil, ilimsizlik, düşüncesizlik, hünersizlik de birer fakirliktir. Bu itibarla, ilimsiz, fikirsiz, hünersiz zenginler de bir çeşit fakir sayılırlar.

Anlamak başkadır, bilmek başkadır; bin şeyi bilmektense, bir şeyi anlamak daha iyidir.

Gözlükler gözün, göz aklın, akıl basiretin, basiret vicdanın, vicdan da ruhun müşahade menfezi ve görme vasıtasıdır.

Yararlı olamıyorsan hiç olmazsa zararlı olma!.. Sevindiremiyorsan bari kederlendirme!.. Takdir etmesen de tenkitlerle yerin dibine batırma.

Mide hazmolunmayan ve işe yaramayan gıdaları dışarı atar, sonra da onların yüzüne tükürür. Faydasız insanları da zaman ve tarih...

İlim,yumuşak huylulukla birleşince baş döndürücü bir derinliğe ulaşır.

Pas demirin, kurşun elmasın, sefahet de ruhun düşmanıdır. Bugün olmasa da yarın mutlaka, onu çürütür ve mahveder.

Her sel, vücuduna ehemmiyet verilmeyen minik damlacıklardan meydana gelir ve mukavemet edilemeyecek bir seviyeye ulaşır. Toplumların bünyeleri de her zaman bu türlü sellere açıktır, hatta bazen “sed” olmak isteyenleri de sürükler götürür.

Zararlı zannedilen çok şey netice itibariyle yararlı, yararlı zannedilen de zararlı olabilir.

Görgüsüzlere ilim ve hakikat anlatmak delilerle uğraşmak kadar zor olsa da, irşad erleri bu vazifeyi seve seve yapmalıdır.

Nasihat, dini hayatın orta direğidir.

                                                                                                      DEVAM