ERZURUM'A HOŞ GELDİNİZ

                    Doğunun sınır taşı ERZURUM'un DADAŞ'ı
                    Efesi var İZMİR'in eğilmez TÜRK'ün başı.

TEYO PEHLİVAN'IN FIKRA GİBİ MEŞHUR MESELLERİ
-1-
(*) Sopkia Loren O'nun sevgilisi... Ronald Reegan O'nun sırdaşı... Muhammet Ali'yi yumruğuyla müslüman etti... Amerika'yı keşfeden oydu... Cebelitarık O'na dar geldi... O Manş'ı it balıkları'nın korkusuyla iki kulaçla geçti. 

     O'nun sohbetine doyum olmazdı. Anlattığı her öykü aylarca emek verilen bir seneryo değil, anlık ürünlerdi. Sanki ağzından bal damlardı. O'nu dinlemek için hepimiz can atardık. Mücahit Ağabey (Güngör) Almanya'dan getirdiği 50x75 ebadındaki teybi ile O'nun peşinden az koşmadı. Sebih Emmi'nin oğlu Yavuz, Sefer Ali TURAN, Sabuncu Kadir, Dana Memmet, Yetim Canip, Tomates Mücahit, ve ben O'nun meclisinde sık sık bulunma şerefine nail olduk.Sıcak somun, civil peynir, demli çayları hazırlayaraksaatlerce yolunu gözledik. Her gece başka bir öykü, her gün başka bir macera dinledik O'nun ağzından. Zaman su gibi akar, Sabah Ezanı ile birlikte sanki rüyadan uyanırdık. O'nda olan kimsede yoktu. O'nun gücü, becerisi, başarısı, bilgisi, kudret ve kuvveti herkesi büyülerdi. Kahramanlarını hep tarihten, ve ünlüler arasından seçerdi. Ünü Kasankale (Pasinler) sınırlarını aşmıştı. Üstüne üstlük O'nu tanımayan yoktu... O'nu bir de Atatürk Üniversitesi öğretim elemanlarından Dr. Şenol Kantarcı kitaplaştırdı. O ölümsüzleşti. Dillerde fıkra oldu dolaştı. İnsanlar O'nu güncelleştirip dokundurmalar yapmaya başladı.
     ***
     Ben anekdotları sıraladıkça siz O'nun kim olduğunu hemen anlayacak, özelliklerine biraz daha vakıf olacaksınız.
     Keyifli okumalar.
     Gardırobu çok zengindi.Yaptırdığı elbiselerden 444 takımını giymek nasip olmamıştı. O İngiliz kumaşına, Altınyıldız'a bakmazdı. Tercihini hep şeker çuvalından yana kullanırdı. Yaz-kış beyazlarını çıkarmazdı. Siyah bere, siyah makosenler, gümüş köstek, altın suyuna batmış zincirli cep saati, aksesuarını oluştururdu. Kemer takmaz, beline ip bağlardı. Çermik Yolu'nda gezdimi herkes kenara çekilirdi. Hem tespihini sallar, hem de "Al yeşil geymiş allanır" türküsünü mırıldanarak adımlarını atardı. 
     O 80 küsür yıllık yaşamında kadın eli tutmamıştı. Ama yatak odasından kimler geçmemişti ki. Çünkü O'nun fantazileri çok lükstü. Liz Taylor, Sophia Loren, Marliyn Monreo, Grace Kelly, Lady Diana, Prenses Süreyya yıllarca O'nun peşinden koşmuş durmuşlardı. Sharon Stone 53. karısı olmuştu. O çok namuslu bir insandı. Hasankale'den tanıdık bildik, konu komşu kızını nikahlayacak kadar namussuz değildi! Bu nedenle yabancılara meyil salmıştı. Alaska'dan, Yağmur Ormanları'na, Kanarya Adaları'ndan Yakutistan'a kadar O'nu tanımayan hatun yoktu.
     ***
     Hasankale'de Sebo'nun Lokantası'nda yemeğini yerdi. Bir oturuşta 193 lavaş, 249 porsiyon döner, 177 fasulyeli pilav, 188 tabak salata yerdi. Yediklerini Hacı Rüştü'nün çayı ile sindirirdi. Rahmetli Hasan Emmi O'nun yemekten sonra bir oturuşta 7777 bardak çay içtiğini görmüştü.
     ***
     Okur yazar değildi, ama bilmediği dil, sökmediği alfabe yoktu. Çivi yazısını gözü kapalı yazardı. Tarih kitaplarını adeta yutmuştu. Türk, İngiliz, Rus, Arap, Fars, Alman, Fransız, Hint, Japon, Mısır, Yemen, Tanzanya, Uganda, Güney Afrika, Amerika tarihlerini ezbere bilirdi. Hatta tarihi bizzat yaşamıştı. Çar Nikola, KAterina'yı vererek paçayı zor kurtarmıştı. Ünlü Tarihçi Naima yıllar sonra hatasını anlamış çadırda Katerina ile kalan kişinin Baltacı Mehmet Paşa değil, bizimki olduğunun tashihini yapmıştı. Orhun Nehri'ni ters akıtmış, Çinlileri aç susuz bırakmıştı. Malazgirt'in 5300 ton som demirden yapılmış kapılarını Alparslan değil O açmıştı. II. Ramses, Hammurabi, Anibal, Romen Diojen savaş tekniklerini ondan öğrenmişti. Mercidabık Meydan Muharebesi'nde Hasankale'ye adını veren Uzun Hasan'ı kurtarmış, 122 bin küffarı kılıçtan geçirmişti. Kan Kalesi'nde Hz. Hamza'nın 90 bin kılıç darbesi ile şehit düştüğünü unutamazdı.
     ***
     İnancı uğruna büyük hizmetler vermişti. Yeniçeri Ağalığı sırasında kılıcının önünde kimler diz çökmemiştiki. Napolyon Bonapart, Hitler, Neson, Galile, Victor Hugo, Marks, Einstein, Jirinovsky, Mozart, Churchill, Frankeştayn ve daha niceleri O'nun kılıç zoru ile Müslüman olmuştu. Hatta ve hatta Aziz Nesin bile korku belasından nüfus kütüğüne "İslam" ibaresi yazdırmıştı. Son zamanlarda hepsi rüyalarına giriyor, "Gardaş Allah senden razı olsun. Sen olmasaydın geberik gidecek, cünüp ölecektik, sayende Müslümanlıkla şereflendik..." diye şüran duygularını dile getiriyorlardı.
     ***
     Ünü yedi düveli aşmıştı. Duvarda asılı kıspetine el atınca dünyadaki tüm pehlivanlar altına kaçırırdı. Biraz Zafer Pehlivandan çekinirdi; ama onunla da hiç karşılaşmamıştı. Kıspetini giyer, yaz kış peşrev atar, bir türlü rakip bulamazdı. Bir gün, yani fi tarihinin birinde Cihan Pehlivanı Koca Yusuf, O'nunla güreşme gafletine düşmüştü. Hasankale'de yediği el ense ile havalanan Koca Yusuf'un koca bedeni Büyük Okyanus üzerinde uçmuştu. Rivayet olunur ki, Koca Yusuf şimdi ya bir balinanın karnında ya da bir köpek balığının dişleri arasına saklanmıştır.    
     Güreşte olduğu gibi bokstada rakip tanımazdı. Yabancılardan Muhammed Ali Clay, Mike Tayson, yerlilerden Cemal Kamacı ve Seyfi Tatar O'nun yüzünden boksu bırakmıştı. Rusların ünlü boksörü Alexander Medved küstahlığının cezasını çok feci çekmişti. Bizimkinden bir yumruk yiyen bu sefil 9 katrilyon 99 trilyon 999 Milyara kadar sayılmasına rağmen gözlerini açamamıştı. 

                                                                                                                                          DEVAM
 

mehmet_u@hotmail.com
                                                                          (mehmet_u)
]