Doğunun sınır taşı ERZURUM'un DADAŞ'ı
|
HEY TUNA, TUNA
Kaybolmuş kardeşlerim ve sen işte yanyana... Gönül yangınlarını her su söndürmez, Tuna, Derdim ne, sevincim ne, sen en
iyi bilensin;
Sana hiç yakışmıyor durgunluk
böyle, Tuna,
Beni tanır kıyında her yer, her
sûr, her kovuk,
Kafamda bilgi ama ruhumda hep
o erlik,
Nasıl kan ağlamıyor, dile gelmiyor
neden,
Nasıl sessiz durursun görür de
Türk'ü Tuna?
Hâlâ var güllerinde, şafağında
al kanım,
Kıyında her fırtına bir eski
akın sesi!..
Hançerim dişlerimde, başım açık
- yalın ayak,
Batan günün sudaki yangını, kızıl-ipek,
Son ışıklar çiziyor suda nurdan
vir Sırat...
Ne fayda! İstediğim gibi şair
değilim,
Bir elimde kamçılık bir yeşil
söğüt dalı,
Bir elim yelesinde sürmeliyim
Peşte'ye,
Ayağının dibinde aktıkların sağ,
Tuna,
Bulut ol göğümüzün üstünde ağla
bu yaz,
Bize hasret çektikçe geldikçe
dara Tuna;
Orda seni anlıyan, arıyan Sakarya
var...
Hasretsin, yatağında dön, çarpın,
dövün Tuna!
Behçet Kemal ÇAĞLAR
|
|