ERZURUM'A HOŞ GELDİNİZ

                    Doğunun sınır taşı ERZURUM'un DADAŞ'ı
                    Efesi var İZMİR'in eğilmez TÜRK'ün başı.

FETİH MARŞI

Yelkenler Biçilecek, yelkenler dikilecek;
Dağlardan çekdiriler, kalyonlar çekilecek...
Kelpetenlerle sûrun dişleri sökülecek!
              Yürü: hâlâ ne diye oyunda oynaştasın?
              Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!

Sen de geçebilirsin yârdan, anadan, serden... 
Senin de destânını okuyalım ezberden...
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden...
              Elde sensin, dilde sen; gönüldesin, baştasın,
              Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!

Yüzüne çarpmak gerek zamânenin fendini!
Göster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini!
Küçük görme, hor görme -delikanlım- kendini!
              Şu kırık âbideyi yükseltecek taştasın;
              Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!

Bu kitaplar Fatih'tir, Selim'dir, Süleyman'dır;
Şu mihrab Sinânüddin, şu minare Sinân'dır;
Haydi, artık, uyuyan destânını uyandır!
              Bilmem, neden gündelik işlerle telâştasın...
              Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!

Delikanlım, işâret aldığın gün atandan,
Yürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan!
Sana selâm getirdim Ulubatlı Hasan'dan...
              Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştansın;
              Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!

Bırak: bozuk saatler yalan, yanlış işlesin!
Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!
Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın...
              Yürü: hâlâ ne diye, kendinle savaştasın?
              Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!

                                                                    Arif Nihat ASYA
 

mehmet_u@hotmail.com
                                                                          (mehmet_u)
]