DADAS
Ermeni katliamının sürdügü dehşetli
günlerdi. Yine bir grup savas artıği Erzurumluyu Yanıkdere civarına
götürüp kurşuna diziyorlardi. Halkı sıraya dizmişler, teker teker
çağırıp bir kayanın arkasında katlediyorlardı. İçlerinden biri merak edip
ne oluyor diye başıni uzatınca arkasındaki uyardi:
-Dadaş neyidirsen... Sırayi
bozub başımıza iş açacahsan!
PAŞA NENE
Bir zamanlar Erzurum Lisesi'nin
lakaplarıyla maruf hocaları vardı: Paşa Nene, Paşa Dede, Fizo Baba...
Hastaneler caddesinden aşağı
hızla inmekte olan faytoncu, karşıdan karşıya geçmekte olan Paşa Nene'yi
görünce ezmemek için seslenir:
-Hop hop Paşa Nene cuggulun
yiyim kenara çıh!
DOGGUZ
Vaktiyle Karslıların terminalde
imtihan edilmesi gibi bir adet varmış. (Aslı varmı bilmiyorum ama)
-De bahim islamın şerti gaç?
-Beş..
-Dadaş beş diyir?!....Neyidah?
-Dogguz diyene geder çalın!
CEFER AĞA
Erzurum Belediyesinin kuruluş
yıllarında fahri olarak her işe koşuşturan Cafer Ağa'nın bu gayretkeşliğini
için Ankara'ya gidecek heyete onu da yazmışlar.
Cafer Ağa bu haberden çok memnun
olmuş. Öyle ya ekabir-i memleketten olmasa heyete adını yazarlar mı?
Cafer Ağa o akşam eve her günkünden
farklı bir havayla gelince hanımı merak edip sormuş:
-Cefer, o gözel sufatın niye
ele tökmüş, mosolun asmışsan, bişeye mi sinirlendin?
-Ben sinirlenmim de kim sinirlensin!
Bıhdım usandım. Sohahlar mi temizlenecah, gel Cefer Ağa, çölpühler mi payhlanacah,
gel Cefer Ağa. Şindi de Engere'de hökümatın işi bozulmuş, gel Cefer
Ağa!
TUT
Tortumlu'nun biri eşeğe yüklediği
dutu "batmanı 2.5" diye bağırarak satıyordu. Biri kulağına
eğilip"kilosu gaça" diyende:
-Niye baba ele egilib gulağıma
fısıldirsan, hoç esgeriye mevzeri satmiram; tut satiram!
YOLÇİ
Saf bir Erzurum'lu şehirlerarası
otobüs yolculuğu yaparken mola yerinde otobüsünü şaşırmıştı.
Anonsu duyunca kalkmakta olan otobüsten içeri dalıp seslendi:
-Dadaşlar hele bir bahın ben
bu otobusun yolçusu miyam?
PAY-ÇAY
Erzurumda ustalığı ve disiplini
ile tanınmış, Kavaflar çarşısı esnafından rahmetli Kunduracı Yunus
Usta, bir yorgunluk çayı içmek için dükkanının bitişiğindeki İki
Kapılı kahveye gitmişti. Oturur oturmaz garson önüne yarım bardak çayı
koyunca Yunus Usta sinirlenerek garsonu çağırdı. İstanbul'dan yeni gelmiş
olan ocakçı, Yunus Ustanın karşısına gelip:
-Buyur Beybaba?
-Oğlum bu nasıl çay?
-Beybaba yeni demledim.
-Oni demirem. Bah burada tiryakinin
ögüne bele yarım bardah çay goydun mi ona söymüş kimi olursan, annadın
mi!
-Beybaba dudak payı istemez
misin?
-Ben pay isdemirem, çay isdirem
çay!
ÇİMLERDEN
Erzurum'da bir kadınlar toplantısına
davetli olan yabancı bir bayan, genç ve güzel bir kadına sormuş:
-Cici kızım sen kimlerdensin?
-Vallah çimlerden olduğumi bülmirem.
Yuhari Mumcunun gızi, Aşşaği Mumcunun celiniyem.
CERİYAN
Neriman Hanıma gelen misafir,
evin kızını ortalıkta göremeyince sormuştu:
-Selam nerede, göremedim?
Ev sahibi hava akımını kastederek:
-Geçen gün sizin evde ceriyana
kapılmış, hesde yatir içerde.
Bu söz üzerine misafir hanım
öfkeyle:
-Viyh torpah başıma, bizim evde
ceriyan ne arir? Sen de bülirsen ki biz kaz lambasi gullanirih!
VALİ
Bir Mülkiye müfettişi doğuya
teftişe giderken ihtiyar bir Erzurum'lu köylüye misafir olmuştu. Sohbet
sırasında sordu:
-Baba, memlekette kaç vali gördün?
-On, onbeş vali hetirimdedir...
-Peki bunlardan kaçı hizmet
etti, kaçından memnunsunuz?
-Allah geni geni rehmet etsin,
Mustafa Paşa'dan çoh memnunduh!
-Bu Mustafa Paşa ne hizmetler
etti ki onbeş valinin içinde sadece ona rahnet okudun?
-Beg, o vali Erzürüm'e gelirken
yolda vefat etmişdi. Gerisini sen anna!
ODUR OOOO!
Ovalı iki acemi avcı uzakta
bir tavşan görüp ateş ettiler. Vakit akşam üzeriydi, alaca karanlıktı.
Aleleacele soyup ateşte kızarttı bir güzel yediler. Üstüne de birer cıgara
tellendirmişlerdi ki yanlarına biri yaklaşıp selam verdi. Gelen, kızılcık
satmaktan dönen bir Tortumlu idi.
-Ağalar sabah giderken eşşegüm
buralarda guzlamuş idi, heç gördüüüüz?
İki avcı birden gözgöze geldiler.
İçlerinden biri mırıldanıyordu:
-"Odur oooo!"
AYAHLARAN
Küçük evinin bir odasında torunuyla
oturan yaşlı kadın, evin diğer müştemilatını kiraya verecekti. Bakmaya
gelenlere evini şöyle meth ediyordu:
-Bah ayahlaran burasi bir sofa,
anburada iki ufah oda var. Anburada da ayahyoli. Ayahlaran, bah hepsi ağzın
içinde....
HELBET
Gürcükapıda sıra sıra müşteri
bekleyen faytonlardan birine kibar bir adam yanaşarak faytoncuyan "binebilir
miyim" diye sorunca fayt:
-Helbetde binebülürsen,
dedikten sonra kendi kendine söylenmeye başlar:
-"Vola bu dünyada da ne tevür
adamlar var; hem para verir hem de binebülürmiyem diye sorir. Sormiya ne
lüzüm, parasıni verdıhdan sonra teyyariya bile binebülürsen!
DEVAM EDECEK
|