TEVBE VE TEFEKKÜR
Bir akıl hastanesinin önünden
geçmekte olan Bayezid-i Bistami Hazretleri kapıdan içeride gördüğü delinin
birine der ki;
Ne mutlu size. Hastalığınızı
tedavi ettiriyorsunuz. Keşke ben de ilacını bulsam da sizin gibi hastalığımın
tedavisini temin etsem.
Deli sorar:
- Senin hastalığın nedir
ki?
Bayezid cevap verir:
- Günah hastalığı. İşlediğim
günahlar vicdanımda öylesine sızı veriyor ki bir türlü kurtulamıyorum acısından.
Deli tebessüm eder.
- Senin hastalığının ilacını
ben biliyorum. Şayet uygularsan tarif edeyim de kullan. Kısa zamanda acılardan
kurtulursun.
Bayezid heyecanlanır:
- Seni dinliyorum, lütfen
tarif ediver.
Deli şöyle tarif eder, günahın
acısından kurtulma ilacını:
- Tevbe köküyle istiğfar
yaprağını karıştıracaksın. Sonra kalp havanında tevhid tokmağıyla bir güzelce
döveceksin. Daha sonra da insaf eleğinden geçirecek gözyaşıyla yoğuracaksın.
Sonra aşk fırınına koyarak bir güzel pişireceksin. Bundan sonra sabah akşam
ye babam ye.
Delinin tevbe, istiğfar tarifini
tebessüm ve tefekkürle dinleyen Bayezid der ki:
- Birader sen deli
görünüşünde veli olan biriymişsin. Sen çık da ben gireyim içeriye. Yazık
etmişler sana.
|