Böyle güzel her yazıda bir hikmet ve düşündürücü, ibret verici gerçekler vardır. Onlardan ders alıp tefekkür edene, kendine ders çıkarana ne mutlu.
TEVBE VE TEFEKKÜR

Bir akıl hastanesinin önünden geçmekte olan Bayezid-i Bistami Hazretleri kapıdan içeride gördüğü delinin birine der ki;
Ne mutlu size. Hastalığınızı tedavi ettiriyorsunuz. Keşke ben de ilacını bulsam da sizin gibi hastalığımın tedavisini temin etsem.
Deli sorar:
- Senin hastalığın nedir ki?
Bayezid cevap verir:
- Günah hastalığı. İşlediğim günahlar vicdanımda öylesine sızı veriyor ki bir türlü kurtulamıyorum acısından.
Deli tebessüm eder.
- Senin hastalığının ilacını ben biliyorum. Şayet uygularsan tarif edeyim de kullan. Kısa zamanda acılardan kurtulursun.
Bayezid heyecanlanır:
- Seni dinliyorum, lütfen tarif  ediver.
Deli şöyle tarif eder, günahın acısından kurtulma ilacını:
- Tevbe köküyle istiğfar yaprağını karıştıracaksın. Sonra kalp havanında tevhid tokmağıyla bir güzelce döveceksin. Daha sonra da insaf eleğinden geçirecek gözyaşıyla yoğuracaksın. Sonra aşk fırınına koyarak bir güzel pişireceksin. Bundan sonra sabah akşam ye babam ye.
Delinin tevbe, istiğfar tarifini tebessüm ve tefekkürle dinleyen Bayezid der ki:
  - Birader sen deli görünüşünde veli olan biriymişsin. Sen çık da ben gireyim içeriye. Yazık etmişler sana. 
 

mehmet_u@hotmail.com
                                                                          (mehmet_u)
]