Doğunun sınır taşı ERZURUM'un DADAŞ'ı |
Peygamberimiz’in (sas) eşsiz vasıfları
Varlığın özü,
yaratılışın en anlamlı nüktesi Hazreti Muhammed’dir (sas). O, yaratılış itibarıyla
hem bir ilk hem de son gibidir. Varlık bir şiir gibi O’nun adına yazılmış;
vücûdu ise bu manzumenin âdeta en son kelimesi gibidir. O’nun dünyayı şereflendirmesi,
insanlığın yeniden doğuşunun işareti; peygamberliği, eşya ve hâdiselerin
aydınlanıp gerçek değerleriyle ortaya çıkmasının vesilesi; hicreti,
insanlığın kurtuluş yolu; mesajı da dünya ve âhiret saadetinin köprüsü
olmuştur. Mü’min gönüller O’nun sayesinde varlığı bir film gibi izleyip
değerlendirebilmiş, bir kitap gibi okuyup yorumlayabilmiş ve O’nun aydınlık
ikliminde yollar bulup Hakk’a yürüyebilmişlerdir. O’nunla gerçek bilgiye
uyanan ruhlar, sürekli ebediyet soluklar durur.. O’nu güzel mesajının
derinlikleriyle kavrayabilenler, bütün ilimlerin özünü elde etmiş sayılırlar.
Aradan bunca yıl geçmiş olmasına rağmen
O hâlâ ufkumuzda yeni doğmuş bir yıldız gibi pırıl pırıl. En güzel dost, en iyi baba Aile efradı arasında, eşi menendi
olmayan bir aile reisiydi. Arkadaşları içinde, kardeşçe, yumuşak tavırlarıyla
gönüllere girmesini çok iyi bilen bir mürşit ve muallimdi. Arkasındakileri
hiçbir zaman yanıltmayan, hayal kırıklığına uğratmayan eşsiz bir rehberdi.
Söz sultanı bir hatip, kalp eri bir rabbânî, muhakeme üstadı bir hâkim;
harikulâde bir devlet reisi, bozgunlardan zafer çıkaran bir büyük askerdi. Kur’an onun her şeyi idi Kur’ân O’nun için her şeydi; hava idi,
su idi. Silah idi, zırh idi. Kale idi, burç idi ve burçlarda dalgalanan
bayrak idi... O, Kur’ân’la soluklanır, onunla bulutlar gibi göklere kadar
yükselir, onunla rahmet damlaları gibi yeniden yerdeki varlıkların imdadına
koşar, onunla zulmetlerle savaşır, onunla şerlerden ve şerîrlerden korunur,
onunla gürler ve onunla ışık olur, her yana yağardı. Dargınlıklar O’nunla sona
erdi Düşmanlıkları yıllar öncesine dayanmış,
nefretleri tortulaşmış, kişi, grup, cemaat, kabile, oymak gibi oluşumları
kardeşçesine kaynaştırmanız gerekiyor? Nasıl yapabilirsiniz? Bir an evvel
haram aylar çıksın da kavgayı başlatalım diyen harâmî zihniyetin hakim olduğu
yapıları nasıl dağıtıp, güzellikle hak yola çağıracaksınız? Ya da, kadınları
bir mal gibi alıp satan, kız çocuklarını utanıp, gömerek öldüren insanlara
İlahi gerçeği nasıl izah edeceksiniz? İki Cihan Güneşi Efendimiz (sas)
Allah’ın (cc) yardımıyla bütün bunları çok kısa sürede başarmıştır. O söz sultanı idi O’nun zirvesinden yükselen öyle gürül
gürül bir sesi ve soluğu var idi ki, dost da, düşman da o sese ve soluğa
hayranlık duyuyor ve o insanüstü beyân karşısında iki büklüm oluyorlardı.
Ashâb-ı Kirâm arasında, Hz. Lebîd, Hansâ, Ka’b, Hassan ve İbn-i Revâha gibi
yüzlerce söz üstâdı, Hz. Ebu Bekir, Ömer, Ali, Muâviye, Amr b. As ve İbn
Abbâs gibi yüzlerce hatîp, yüzlerce hukukşinâs ve yüzlerce hikmet erbâbı
hemen her meselede O’nu üstâd, mürşid ve rehber kabul edip, kutlu sözleri
karşısında hayran kalıyorlardı. Sahabesi O’nun arkasındaydı Onlar (r.anhüm) Peygamber Efendimiz’e
(sas), Efendimiz de onlara layıktı. Allah (cc) rızası için birbirlerini
seviyorlar, Cenâb-ı Allah (cc) rızası için zorluklara gönül huzuruyla
katlanabiliyorlardı. Kader, onları Peygamber Efendimiz’in arkadaşlığına
hazırlamış gibiydi. Sahabedeki o bağlılığı ve neşeyi Allah bizim
gönüllerimize de duyursun. Amin. Kimseye zorlamada bulunmadı Efendimiz (sas), hiçbir zaman tehdit,
cebir, korkutma ve zorlamaya başvurmadan kalplere girmiş, gönüllerin en
mûtena yerlerinde taht kurmuş ve bütün şüpheleri izâleyle zihinleri iknâ
etmiştir. Katı kalpler şefkatiyle
çözüldü Kalbe ve zihinlere yerleşmiş inançları
ve hele saplantıları değiştirmenin ne derece zor olduğu ortadadır; hele, 40 yaşını
aşmış insanlara yanlış ve bâtıl inançlarını terk ettirmek çok zordur. Ama,
Nebîler Sultanı (sas) bu zorlardan zor işi başarmış, çölün vahşî, inatçı ve
kendini beğenmiş insanlarından insanlığın en yüce rehberlerini çıkarmıştır. 01.05.2004 Bu yazı Zaman Gazetesi’nin 01.05.2004 tarihli
sayısında yayınlanmıştır. (Alıntıdır.) |
(mehmet_u)